HAZIRAN2021 Özlem Yurdakul
Bizi kurtaracaklar arasında...
Bizi kurtaracaklar arasında... Bizi negatif şeyler değil iyilik, güzellik ve gereklilikler kurtaracak. Örneğin iyi bir beslenme, iyi bir egzersiz gerekliler arasında yer alırken, iyilik ve güzellikle alakası kuvvetli olan ve bolca oksitosin salgılatan iyi bir sarılma, kucaklaşma da kurtaracaklar arasında. Dokunma, şüphesiz iyilik ve güzellikle temasımız. Dokunma, dünyayla kurduğumuz bir bağ ve pandemi süresince bundan uzak kaldık. 2020 pandemisi öksürme ve hapşırma yanı sıra dokunmayı da tabu haline getirdi. Açıkçası, en yüksek bedeli ödeyen duyu oldu dokunma. Yaşamımımıza devam edebilmek için, her biri minimum 20 saniye olmak üzere günde 4 kez, büyüyüp gelişebilmek için ise 12 kez kucaklaşmaya ihtiyacımız var. Pandemide ise sevdiklerimize sarılmak için kurallara uymak zorundayız. Maskeli olmak, yüzlerimiz ters istikamete bakacak şekilde sarılmak, sarılma sırasında konuşmamak ve mümkünse nefesi 10 saniyeliğine tutmak, konuşmaya başlamadan önce araya mesafe koymak ve sarılma sonrası elleri yıkamak bunların arasında. Aslında, pandemide dirsek tokalaşmasına bile razıyız (elbow bump). Bu konuda bir başka öneri de, daha sık oturup kalkmalar ve ayaktaki basınç reseptörlerini stimüle ederek dokunma hissi yaratan yürüyüşler. Japonya, İngiltere, Kanada ve Amerika'da saati 80 ile 100 dolar arasında değişen kucaklaşma servisleri, yeni iş konseptini oluşturuyor. Sadece yalnızlığını gidermek amaçlı değil; stresi azaltma, kan basıncını düzeltme, acıyı azaltma ve bağışıklığı artırma amaçlı olarak bu servislere gidenler çoğunlukta. Pandemide karantinanın yoğun yaşandığı dönemlerde en iyi keşiflerden biri, plastik malzemeden üretilen kucaklaşma perdeleriydi. Kimi bölgelerde kullanıma sunulan bu perdeler, sınırlı da olsa sosyal mesafe kuralları çerçevesinde kucaklaşma ihtiyacını gidericiydi. İnsana değilde ineğe sarılmayı tercih edenler de vardı. Arizona'da 75 dolara bu hizmeti veren şirketler söz konusu. İneklerin boynuna sarılma seanslarıyla, sosyal ilişkiler ve sıcaklık hormonu olan oksitosinde artış söz konusu. Bu seanslar sırasında; hayvanların daha sıcak vücutlarıyla ve daha yavaş kalp atışlarıyla stres azaltıcı ilginç bir tecrübe yaşanmakta. Bu servislere para ödemek istemeyenler için en iyi cevap ise doğadan geliyor çünkü en iyi titreşimler doğadan gelmekte. Bu akışı farkedenler için ağaçlara sarılıp ilham almak ve sevgi ihtiyacını bu şekilde gidermek de mümkün. Kendi kendine sarılmanın da öz şefkati artırdığı, stres hormonu salgısını azaltıp oksitosin salgısını artırdığı bir gerçek. Son yıllarda sıkça araştırılan oksitosin, sosyal ilişkiler hormonu ve pek çok konuda geleceğin umudu da. Bu hormon cinsel ilişki, doğum yapma ve emzirme gibi durumlarda doğal olarak salgılanıyor. Eksikliğindeki uç nokta ise psikopatlık. Oksitosin; otizm, şizofreni, madde bağımlılığı, çeşitli duygu durum bozuklukları ve yeme bozukluğu olan anorexia nervosa'nın tedavisinde etkili bir hormon. Anorexia durumunda kişi kilolarından ve görüntüsünden hiç bir şekilde memnun olmaz. Oksitosin hormonu bu tür hastaların bedensel görüntü (zayıf ve yağlı) ve yiyecek görüntüsü (düşük ve yüksek kalorili) konusunda takıntılarını aşmalarına yardımcı olur. Bir çalışmada; anoreksik hastalara tiksinti, öfke ve neşeli yüz ifadesi taşıyan kişilerin fotoğrafları gösterildi; Oksitosin hormonu verildikten sonra tiksinti ve öfke taşıyan yüz ifadelerine fazla takılmadıkları gözlendi. İngiltere'de, her 150 genç kızdan biri anoreksik. Sıcak dokunuşlarla salınımı artan oksitosin özellikle vitamin C, vitamin D, magnezyum ve diyetsel yağlar içeren gıdalarda bolca bulunuyor. Bunlar biber, domates, avokado, brokoli, karnabahar, ıspanak, yağlı balık ve mantar (reishi, cordyceps sinensis, agaricus blazei). Ayrıca bu hormon ödül merkezimizi etkileyerek, proses görmüş gıdalara yönelimimizi de engeller. Oksitosin, iştahın düzenlenmesinde önemli rol oynar. Bir çalışmada, oksitosinin nazal spreyinin erkeklerdeki kalori alımını azalttığı tesbit edildi. Sonuç olarak oksitosin, obeziteyle mücadelede ve yiyeceklere karşı duyduğumuz kıvranmalarda da önleyici etkiye sahip. Eğer stres hormonunu azaltıp, oksitosin salınımını artırmak istiyorsak ylang ylang, gül, papatya, lavanta, sandal ağacı, bergamot gibi uçucu yağların etkisi kaçınılmaz. Afrodizyak içeren gıdaların yenmesi de oksitosin salgımızı artırıyor. Peki, birilerine yemek pişirmenin ya da yemeğimizi paylaşmanın da artırdığını biliyor muyduk? Dokuz aminoasitli oksitosin hormonunun salgısı, egzersizle de artış gösterir. Önerilen en etkili yöntemlerden biri; çeşitli duygu durum bozukluklarında “tehlike altındayız” sinyali veren vagus sinirinin masaj teknikleri, kahkaha atmak, soğuk duş almak, yoga ve tai chi, şarkı söylemek, probiyotik alımı, nefes teknikleri gibi çeşitli yöntemlerle uyarılması.